Hidrosefali Bebek İyileşir Mi? Tarihsel Bir Bakış Giriş: Bir Tarihçinin Perspektifinden Tarih, yalnızca geçmişin izlerini takip etmekten ibaret değildir; aynı zamanda bu izlerin bugün nasıl şekillendiğini ve geleceğe nasıl yön verebileceğini anlamaya çalışmaktır. Sağlık, toplumların gelişimiyle birlikte sürekli değişen bir alan olmuştur ve tıp tarihi de bu dönüşümün bir parçasıdır. Bugün, hidrosefali gibi nörolojik hastalıkların tedavisi konusunda birçok gelişme yaşanmış olsa da, bu hastalığın nasıl ele alındığına dair tarihsel bir perspektif, bize günümüz sağlık sisteminin nasıl evrildiğini ve gelecekte neler bekleyebileceğimizi gösteriyor. Peki, geçmişte bebekler için çok daha korkutucu olan bu durumla ilgili çözüm neydi? Modern tıbbın gelişimi ile birlikte…
Yorum BırakYaratıcı Fikir Atölyesi Yazılar
Hidiv Kasrı Kim Tarafından Yapılmıştır? Kültür, Kimlik ve Mekânın Antropolojisi Bir Antropoloğun Meraklı Girişi Kültürlerin çeşitliliği, insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerinin en güzel yansımalarından biridir. Her yapı, her ritüel, her taş — ardında bir hikâye, bir kimlik taşır. Hidiv Kasrı da bu anlamda yalnızca bir mimari eser değil, bir kültürel anlatıdır. İstanbul’un Çubuklu sırtlarında yükselen bu zarif yapı, geçmişin görkemini bugünün merakına taşır. Bir antropolog olarak, mekânların bize yalnızca tarih değil, toplumsal anlamlar da öğrettiğine inanırım. Peki, bir bina bize bir dönemin kimliğini, gücünü, hatta hayallerini anlatabilir mi? Hidiv Kasrı’nın Doğuşu: Kimin Eseri? Hidiv Kasrı, Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa tarafından…
Yorum BırakHelikoptere binerken neden eğilir? Güvenlik, aerodinamik ve tarihsel arka plan Helikoptere yaklaşırken eğilmemizin temel nedeni, dönen ana rotorun ve görünmesi zor kuyruk rotorunun yarattığı riskleri azaltmaktır. Eğilmek, baş yüksekliğini düşürür, gevşek eşyaların rüzgârla savrulup rotora uçma ihtimalini azaltır ve yolcuyu pilotun görüş alanında tutar. Bu basit hareket, onlarca yıllık uçuş emniyeti deneyiminden süzülmüş bir alışkanlıktır. :contentReference[oaicite:0]{index=0} “Kısa cevap”: Rotor diskine saygı Helikopter rotorları, kalkış ve iniş sırasında yer etkisi (ground effect) altında büyük hava kütlelerini aşağı doğru iter. Bu downwash akımı; taş, toz, çakıl gibi yabancı cisimleri havalandırabilir, kıyafet ve aksesuarları savurabilir. Başınız ne kadar aşağıdaysa, rotora ve uçuş hattına…
Yorum BırakOsmanlı’da Otacı Ne Demek? Şifanın Toplumsal Cinsiyetle Dansı “Otacı” kelimesini ilk duyduğumda, sanki içinde hem doğayı hem insanı, hem bilimi hem sezgiyi taşıyan bir çağrışım hissettim. Osmanlı’da “otacı”, bugünkü anlamıyla şifacı, bitkisel tedavi uygulayıcısı ya da halk hekimi demekti. Fakat bu basit tanımın ötesinde, “otacı”lık Osmanlı toplumunda hem toplumsal cinsiyet rollerini hem de sınıf ilişkilerini yansıtan bir aynaydı. Bu yazıda, o aynaya birlikte bakalım — çünkü o tarihin içinde bugün hâlâ yankılanan bir eşitlik hikayesi gizli. Osmanlı’da Otacılık: Şifanın Kadim Dili Osmanlı’da tıp yalnızca medreselerde öğretilen bir bilim değildi; halk arasında kuşaktan kuşağa aktarılan bir yaşam bilgisiydi. Otacılar, çoğu zaman…
Yorum Bırak“Kıç” Türkçe mi? – Bir Kelimenin Kökenine Farklı Açılardan Bakmak 🍑 Dil dediğimiz şey sadece iletişim aracı değildir; tarih taşır, kültür taşır, hatta bazen toplumun en derin yargılarını bile içinde saklar. İşte bugün biraz yüzümüzü güldürecek, biraz da düşündürecek bir konuyu masaya yatırıyoruz: “Kıç” Türkçe mi? İlk bakışta günlük hayatta sıkça duyduğumuz, kimi zaman espriyle kimi zaman hafif ayıplanarak kullanılan bu kelime, sanıldığından çok daha ilginç bir hikâyeye sahip. Hazır mısın? Gel, hem etimolojiye bakalım hem de bu kelimeye farklı gözlüklerle yaklaşalım. “Kıç” Ne Demek, Nereden Geliyor? “Kıç” kelimesi Türkçede insan vücudunun kalça ve anüs çevresini ifade eden argo bir…
Yorum BırakCiltte Güneş Lekeleri Nasıl Geçer? Işığın Ahlakı, Bilgisi ve Varlığı Üzerine Bir filozof olarak insan bedenine baktığımda, yalnızca biyolojik bir yapı değil; anlamın, deneyimin ve zamanın bir dokusunu görürüm. Cilt, yaşamın en görünür yüzüdür; dış dünyanın ışığıyla iç dünyanın kırılganlığının buluştuğu yerdir. Ve o ciltte beliren güneş lekeleri… Onlar yalnızca bir estetik sorun değil, insanın ışıkla olan kadim ilişkisini sorgulatan birer izdir. Ciltte güneş lekeleri nasıl geçer? Bu soru yalnızca bir kozmetik arayış değil; etik bir seçim, epistemolojik bir sorgulama ve ontolojik bir farkındalık çağrısıdır. Etik Perspektif: Işığın Ahlakı ve Ölçülülük Erdemi Etik, insanın eylemlerinin değerini ve sınırlarını belirleyen felsefe…
Yorum BırakBirim Hidrograf Nedir? Ekonomik Akışların Görünmeyen Haritası Bir ekonomistin masasında oturuyoruz. Elinde kahvesi, gözleri önündeki notlara takılmış. Düşüncesi basit ama derin: kaynaklar sınırlı, ama seçimler sınırsız gibi davranıyoruz. Her tercih, bir sonucu beraberinde getiriyor. Ekonomide olduğu gibi doğada da her akışın bir sebebi ve bir etkisi var. Bu noktada devreye giriyor: birim hidrograf. Suyun akışını anlamak, aslında paranın, üretimin ve refahın akışını anlamaktır. Birim Hidrograf Nedir? Akışın Ekonomik Yorumu Klasik tanımıyla birim hidrograf, belirli bir süre boyunca yağan yağmurun birim miktarına karşılık gelen akış miktarını gösteren bir eğridir. Ancak bu teknik kavramı, ekonomik bir bakışla okuduğumuzda çok daha derin bir…
Yorum BırakKAP Süreci Nedir? — Geleceği Şekillendirecek Şeffaflık Devriminin Perde Arkası Dürüst olalım: “KAP süreci” dendiğinde çoğumuzun aklına sıkıcı finans raporları, resmi açıklamalar ve karmaşık tablolar geliyor. Oysa bu süreç, yalnızca şirketlerin veya kulüplerin yerine getirmesi gereken yasal bir zorunluluk değil. KAP (Kamuyu Aydınlatma Platformu), gelecekte ekonominin, spor dünyasının ve hatta bireysel yatırımcının kaderini değiştirebilecek kadar güçlü bir kavram. Peki bu süreç tam olarak nedir, nasıl işler ve bizi nereye götürebilir? Gelin, birlikte geleceğin kapısını aralayalım. Spoiler: KAP yalnızca bugünün kurumsal şeffaflığını sağlamakla kalmıyor, gelecekte bireylerin ve toplumların yatırım kararlarını, güven algısını ve bilgiye erişim hakkını da yeniden şekillendirecek. KAP Süreci…
Yorum BırakBir Ekonomistin Gözünden: “4. Murat Neden Öldü?” — Güç, Kaynak ve Seçimlerin Bedeli Ekonomistler, tarih boyunca yalnızca para ve piyasa hareketlerini değil, aynı zamanda insanların ve toplumların kaynakları nasıl yönettiğini de inceler. Her karar, bir fırsat maliyeti taşır; her güç, bir bedel öder. Osmanlı tarihinin güçlü ama trajik figürlerinden biri olan IV. Murat da bu ekonomik perspektiften incelendiğinde, bir hükümdardan çok bir karar verici — bir “kaynak yöneticisi” — olarak karşımıza çıkar. Onun ölümü, yalnızca bir tıbbi vaka değil, bir imparatorluğun ekonomik ve yönetsel dengelerinin kırılma noktasıdır. Osmanlı’nın Ekonomik Dönüm Noktası: 17. Yüzyılın Kısıtlı Kaynakları IV. Murat, 1623 yılında tahta…
Yorum BırakBaşbakanlık Kaldırıldı mı? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak her kültürde, her dönemde insanların toplumsal düzeni nasıl kurduklarına, gücü nasıl temsil ettiklerine ve bu gücün etrafında nasıl semboller yarattıklarına merakla bakarım. Güç, yalnızca bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir ritüeldir. Bu ritüelin adı bazen “kral”, bazen “reis”, bazen “başbakan” olur. Peki, Türkiye’de “başbakanlık” kavramının ortadan kalkışı sadece siyasi bir değişim midir, yoksa daha derin bir toplumsal dönüşümün işareti midir? Başbakanlığın Kaldırılması: Tarihsel Arka Plan 2017 yılında kabul edilen anayasa değişikliğiyle Türkiye’de parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilmiştir. Bu geçişle birlikte Başbakanlık kurumu 2018 yılında resmi olarak kaldırılmıştır. Yani, artık…
Yorum Bırak