İçeriğe geç

Istendiklik ne demek ?

Şunu net söyleyeyim: “İstendiklik” kulağa masum geliyor ama çoğu zaman kimin istediğini söylemeden hepimizden aynı şeyi istemeye kalkıyor. Eğitimde, iş hayatında, siyasette—her yerde… “İstendik” diye kutsanan davranış, çoğu zaman iktidarın, çoğunluğun ya da piyasanın tercihini, “evrensel doğru”ymuş gibi paketlemek demek. Bunu konuşmadan ilerlemek, rızayı otomatiğe bağlamak demek. Artık perdeyi aralayalım.

Kısa özet: İstendiklik, bir sistemin “olmasını istediği” sonuç ya da davranış setidir. Eğitimde “istendik davranış”, iş dünyasında “istendik performans”, sosyal bilimlerde ise “sosyal beğenirlik (desirability) yanlılığı” olarak karşımıza çıkar. Sorun, kriterlerin kime göre belirlendiği ve hangi etkilerin dışlandığıdır.

İstendiklik Ne Demek? (Tanım ve Kapsam)

İstendiklik, kabaca “arzu edilen/tercih edilen nitelik ve sonuçların toplamı”dır. Eğitim literatüründe “istendik davranışlar” hedeflenir; müfredat, ölçme araçları ve okul iklimi bu hedefe göre tasarlanır. İnsan kaynaklarında “istendik yetkinlikler” listelenir; mülakatlar ve performans notları buna göre dağıtılır. Sosyal psikolojide ise bireyler, sosyal beğenirlik yanlılığıyla “istenen” cevabı verir; gerçeği gizleyebilir. Kısaca: İstendiklik, hem tasarım ilkesi hem de ölçüm hatasıdır. Ve normatiftir: Birinin “iyi”sini diğerine dayatma riskini taşır.

Gizli Varsayım: Kimin “İstendik” Listesi?

“İstendik” dendiğinde çoğu zaman şu üç soru unutulur:

  • Kim belirledi? Bakanlık mı, şirket yönetimi mi, popüler kültür mü?
  • Ne için? Sınav başarısı, verimlilik, itaat, görünür düzen mi?
  • Kime rağmen? Azınlıklar, farklı öğrenenler, yaratıcı sapmalar nereye sığacak?

Bu sorular cevapsız kalınca, istendiklik “uyum üretme makinesi”ne dönüşür. Eşitliği değil, benzeşmeyi ödüllendirir; itirazı değil, suskunluğu “olgunluk” sayar.

Eğitimde İstendiklik: Ölçülen Şeye Dönüşmek

Eğitim sistemleri istendik çıktıları listelemeyi sever: eleştirel düşünme, işbirliği, problem çözme… Ne var ki pratikte ölçülen genellikle hız, ezber ve tekil doğrudur. Sonuç? Okullar, istendik olduğunu iddia ettikleri becerileri değil; ölçmesi kolay olanları yetiştirir. Böylece “istendik” listesinin en altına, görünmez müfredat yazılır: “Uslu ol, hızlı ol, aynı ol.”

İşte asıl ironi: Öğrenciyi “21. yüzyıl becerileri”yle donatma iddiası, tek tip değerlendirmeye sıkıştığında, yaratıcı risk almak istemedik davranışa dönüşür. Peki bu durumda inovasyon nasıl doğacak?

İş Dünyasında İstendiklik: Parlatılmış Profilin Bedeli

İK departmanlarının “istendik yetkinlik” listeleri—takım çalışması, iletişim, çeviklik—güzel görünür. Fakat ölçüm araçları tanımları daralttıkça, çalışanlar rol yapmaya başlar. Mülakatta “doğru” cevap, toplantıda “doğru” jest aranır. Sosyal beğenirlik, bireyin çelişkilerini yok sayar; ekipler risk almaktan, hatayı konuşmaktan kaçınır. Kısa vadede pürüzsüzlük, uzun vadede körleşme üretir.

Bilimde ve Araştırmada İstendiklik: Yanlılığın Suskun Şekli

Anketlerde katılımcı “toplumsal olarak hoş” cevaplar verir; araştırmacı da “istenen” sonucu bulur. Kayıp olan nedir? Gerçek. Eğer istendiklik düzeyi kontrol edilmezse, veriler “ahlaken doğru” ama ampirik olarak yanlış bir tablo çizer. Sonra bu veriler politika olur, eğitim hedefi olur, performans kriteri olur. Kısır döngü böyle kapanır.

Zayıf Yönler ve Tartışmalı Noktalar

  • Homojenlik yanılgısı: İstendiklik, farklı bağlamlarda farklı “iyi”lerin varlığını görmez. Standart tekleşme, yerel ihtiyaçları budar.
  • Ölçme diktası: Ölçülemeyen (merak, cesaret, sivil itaatsizlik) istendik listeden düşer; oysa dönüşüm tam orada filizlenir.
  • Uyumun yüceltilmesi: “Uslu” öğrenci, “uyumlu” çalışan, “sorunsuz” yurttaş… Peki ya adaletsizliğe itiraz—istemedik mi?
  • Şeffaflık eksikliği: Kriterler çoğu zaman açıklanmaz; denetim mekanizmaları yoksa istendiklik, keyfiliğin kılıfına dönüşür.

Ne Yapmalı? İstendikliği Yeniden Düşünmek

  • Kaynak belirtimi: “İstendik” kriteri yayınlanırken kim belirledi, hangi kanıtlarla, hangi risklerle soruları açıkça yanıtlanmalı.
  • Çoklu çıktı: Tek skor yerine portfolyo, süreç temelli değerlendirme, akran geribildirimi gibi araçlarla çeşitli iyilik tanınmalı.
  • Azınlık etkisi kotası: Tasarım komitelerinde karşıt görüş ve marjinal ihtiyaçlar bilerek temsil edilmeli.
  • Sosyal beğenirlik kontrolü: Araştırmalarda ölçekler ve körleme teknikleriyle “istenen cevap” baskısı düşürülmeli.
  • İtirazın meşruiyeti: Kurumsal kültür, “uygunsuz” soruyu cezalandırmak yerine ödüllendirmeli; çünkü ilerleme bazen “istemedik” davranıştan başlar.

Provokatif Sorular (Tartışmayı Aç)

  • “İstendik” diye dayattığımız şey, yarının inovasyonunu bugün bastırıyor olabilir mi?
  • Uysallığı başarı sanan bir değerlendirme düzeni, cesur ahlakı ve yaratıcı düşünceyi nasıl ölçecek?
  • İstendik listeleri şeffaf olduğunda, kararlarınızdan geriye ne kalıyor—hakikat mi, propaganda mı?
  • Azınlıkların “istemedik” sayıldığı bir yerde, adalet gerçekten mümkün mü?

Sonuç: “İstendik” Değil, “Anlamlı ve Adil” Olan

İstendiklik tek başına bir erdem değil; bir araç. Kimin elinde, hangi amaçla kullanıldığına göre ya adaleti büyütür ya da farklılıkları törpüler. Bu yüzden asıl soru “istendiklik nedir?” değil, “kime göre, neye göre istendik?” olmalı. Cevap şeffaf ve çoğulcu değilse, ortaya çıkan şey “iyi” değil, sadece uyumlu olur. Ve uyum, kimi zaman en steril biçimde işleyen adaletsizliktir. Şimdi karar zamanı: Listeleri mi büyüteceğiz, yoksa ufku mu?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
betexper yeni giriş